31 Marta sabahı güzel Türkiye’mize yeniden bahar gelecek

Published on:  /   Son güncellenme  /   Yorum yapılmamış

Spread the love

Dün itibariyle İçişleri Bakanı’nın talimatı ve işgüzarlığıyla gündeme gelen, yaklaşan yerel seçimler öncesi sandıkta kazanamayacağını görüp huy edindikleri hukuk tanımaz hamlelerden biri olduğu su götürmez olan bir suç duyurusu ve soruşturma haberi Türkiye gündemine oturdu.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yazdığı bir twitte Hatay’ın 600 bine yakın Suriyeli mülteci misafir etmekte olduğunu, meydana gelen doğum oranlarına bakıldığında hızlı bir şekilde Suriyeli nüfus üstünlüğü oluşmaya başladığını ve bu durumun orta-uzun vadede sosyo-kültürel, ekonomik ve demografik açıdan toplumumuzu olumsuz etkileyeceğinin tespiti ile hepimizce malum olan bir gerçeği dile getirmiştir. Belediye Başkanımız Sayın Savaş, yazdığı twitte Suriyeli mülteci sorununda acil önlem alınması gerekliliğinin altını çizmiş ve bu durumun bir tehlike oluşturmaya başlayacağını söylemiştir. Tehlikenin boyutunu gereçekliğini ise Hatay ilindeki ilçelerin nüfusları ve seçim sonuçları üzerinden verdiği örneklerle ortaya koymuştur. Vatanını, milletini seven bir kişinin ülkesinin geleceği ile ilgili ciddi bir tehlikeyi gözler önüne sererek, hakaretten, sinkaflı cümlelerden uzak, medeni bir şekilde ve gerçek rakamlar üzerinden uyarıda bulunmasının neresi suçtur?! Ben bir hukukçu olarak bu uyarıda bir suç unsuru bulamıyorum. Evet, bu tespit ve tehlike uyarısı reel bir gerçek olduğundan şaşırılacak bir şey değildir, ancak bunun bir suç unsuru olarak değerlendirilip, yerel seçimler öncesi CHP’li bir belediye başkanına soruşturma açmak şaşkınlık verici bir durumdur. Peki bizler bu soruşturmaya şaşırdık mı? Tabi ki şaşırmadık! Ancak AKP hükümetinin canının istediği her şeyden suç üretmesinden bıktık. Türkiye’de yaşayan Türk milletinin bu kadar ötelenerek, Suriyeli mültecilerin yanında 2.sınıf üvey vatandaş olarak konumlandırılması farklı ve tehlikeli bir boyuta gitmektedir. Buna sessiz kalmamız, AKP’nin hukuk tanımaz uygulama ve söylemlerini görmezden gelmemiz mümkün değildir.

Hatay’ın Türk nüfusu 1 milyon 600 bindir. Ve Hatay 12 yıldır 600 bin Suriyeli mülteciyi misafir ederek 1,6 milyon kişi için belirlenen bütçesi ile 2,2 milyon kişiyi barındırmaya çalışmaktadır. Hatay tüm dinlerin, tüm dillerin yüzyıllardır kardeşçe yaşadığı bir şehirdir. Bu sevgi şehri elbetteki ülkelerindeki zalim savaştan kaçan Suriyelileri misafir etmekten hiç bir zaman gocunmamıştır. Ancak 3 yıl önce Hatay’da 100 doğumdan 50’si Türk 50’si Suriyeli iken bugün 100 doğumdan 60’ı Suriyeli 40’ı Türk durumundadır. Bu gidişe göre 12 yıl içinde Suriyeli nüfusu Türk nüfusuna eşit olacaktır. Hataylı yerli ailelerin geçim sıkıntısından, yoksulluktan bir çocuğu zor yaptıkları realitesinin yanında, 4-5 kadınla birarada yaşayabilen Suriyelilerin yılda 3-4 çocuk yaptıkları düşünülür basit bir hesap yapılırsa Sayın Savaş’ın tespitinin ne kadar yerinde olduğu görülmektedir.

Özellikle Reyhanlı, Antakya, Yayladağı, Altınözü ve Kırıkhan ilçelerindeki Suriyeli nüfusuna ve vatandaşlık verilen, yani seçimlerde oy kullanabilecek Suriyeli sayısına bakıldığında Sayın Savaş’ın dile getirdiği tehlike net bir şekilde görülmektedir.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2010-2017 yılları arasında, yani 7 yılda toplam 12.242 Suriyeliye vatandaşlık verilmiştir. Yerel seçimlerin gündeme gelmesiyle birlikte 2017-2018 arasında 43 bin Suriyeliye vatandaşlık vermiş, bugün itibariyle devletin resmi açıklamalarına göre 55.000 Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuştur. Bu sayılar 2-3 bin oy farkı ile seçimin kazanıldığı bölgelerde seçimlerin kaderini belirleyecek sayılardır. Bir yıl içerisinde sadece Hatay’da 12.600 Suriyeli’nin seçmen olarak kaydedilmesini de milletimizin takdirine bırakıyorum. Görüyor ve biliyoruz ki yaklaşan yerel seçimler öncesi ülkeyi batma noktasına getiren AKP hükümeti korku ve panikten Suriyelileri vatandaş yaparak oy deposu olarak kullanmak istemektedir. Bu Türk milletinin iradesini hiçe saymaktır. Sandıkta yenileceğini gören AKP, Suriyelileri taşıma oy olarak kullanmak istemektedir. Geçtiğimiz hafta Yayladağı’nda CHP yöneticilerinin tespit ettiği ve basında da yer alan olay bunun en belirgin örneğidir. Seçmen kaydı için son başvuru tarihi olan yasal süre 17 Ocak 2019 saat 17.00 olmasına rağmen, saat 17.00’dan sonra, kamu yetkisini kullanarak hukuksuz bir şekilde hükümet binalarını akşam saatlerinde açık tutarak ve yine AKP’li belediyelerin resmi araçları ile hummalı bir şekilde kamplardan Suriyeli taşıyarak hukuksuzca vatandaşlık başvurusu ve anında seçmen kaydı yapılmasını da halkımızın takdirine bırakıyorum.

Önce Ziraat Bankası ve bazı kamu kuruluşlarının başındaki ‘’TC’’ ibaresinin kaldırılması ile başlayan, sonra andımızın adeta yasaklanması, bugün ise Kızılay Madem Suyu’nun üstündeki ‘Türk Kızılayı’ logosundan ‘Türk’ ibaresinin kaldırılıp maden suyu şişesinin üzerine ‘Hilal-i Ahmer’ yazarak etikete Arapça yazıların eklenmesi, her fırsatta ‘millilikten’ bahseden AKP hükümetinin Türklükten ne kadar uzaklaştığının, bunu da topluma dayatttığının açık bir göstergesidir. Bu mudur millilik? Millilik; Türklükten ve Türk sözcüğünden bu kadar korkmak mıdır? Cumhuriyetin kurulması ile Anayasa ve devlet kurumlarına tekrar kazandırılan ‘Türk’ sözcüğünün silinmeye çalışılmasının yorumunu da Yüce Türk milletinin takdirine bırakıyorum! Hatay halkı başkanını, Lütfü Savaş’ı halkını seviyor. Sayın Savaş’ın bu direnişi bu haykırışi sevgi şehri olan ve 600 binden fazla Suriyeli’yi yıllardır misafir eden Hatay içindir ve herkes şunu bilsin ki Lütfü Savaş asla yalnız değildir. Partimiz, örgütümüz ve barış içinde yaşayan Hatay halkı başkanının arkasındadir.

Bilindiği gibi Hatay Büyükşehir Meclisi’nde CHP’nin çoğunluğu yoktu. Hükümetin tüm engellemeleri ve kısıtlamalar rağmen; sabah 8 akşam 6 müfettişlerin gölgesinde, ısrarla talep edilen 5.Teşvik Bölgesi’ne alınma çağrılarını reddetmelerine rağmen Büyükşehir Belediyemiz çok şükür kazasız belasız Hatay’ı bugünlere getirdi. 1,6 milyon kişilik bütçeyi 2,2 milyon kişi paylaşıyor, kıt kanaat, lokmamızı bölüşerek Suriyeli mültecileri misafir ediyoruz.

İşi gücü entrika olan Saray’ın İçişleri Bakanı dün Lütfü Savaş’a seslenerek ‘’Ben sana cevap verdim. Adam ol, sen de bana cevap ver’ dedi.

Bakanın siyasi etik ve temiz dilden uzak, külhanbeyi edasıyla söylediği bu sözlerine cevabı 31 Mart günü Hatay halkı verecektir. Çiftçisine destek verilmeyen, 5. Teşvik Bölgesi’ne ısrarla alınmayan, sınır kapıları kapatılarak ekonomisi yerle bir edilen, hastane, okul, altyapı gibi konularda desteklenmeyen, esnafı sanayicisi kan ağlayan ve üvey evlat muamelesi gören Hatay halkı gerekeni yapacak, sadece Bakan’a değil tüm Türkiye’ye gerekli cevabı sandıkta vererek ‘adamlık’ nasıl olur gösterecektir. Biz CHP olarak Saray’ın entrikalarına karşı hep dik durduk ve vatanımız, milletimiz için doğru bildiklerimizi söylemekten çekinmedik. Omurgalı parti CHP’nin sözü de özü de birdir. Ya söz vermeyiz ya da söz vermişsek sözümüzden dönmeyiz. Vatandaşlarımızdan talebimiz 31 Mart yerel seçimlerinde bizi tüm ilçelerde destekleyerek, Lütfü Savaş’ın başkanlığında, önümüzdeki beş yıl içinde Hatay’ın dünya şehri olmasına katkı sağlamalarıdır. Hatay da her şey sevdadır. Dillerin, dinlerin, tüm renklerin birlik ve beraberlik içinde yaşadığı Hatay’ı, özgürlüğe, demokrasiye olan inancımızla, Mustafa Kemal Atatürk ruhumuzla yönetmeye devam edeceğiz.

Türkiye’de yangın var; çiftçi, işci, memur, emekli, ögrenci, işveren, esnaf kimse iktidardan razı değil. Biz, Hatay sevdalısı ve Hatay’ın hizmetkarı Lütfü Savaş’tan razıyız, sevgisinden razıyız.

Daha yapacak çok işimiz, söyleyecek çok sözümuz var. Davası hak ve halk olan, sevdası Hatay olan Lütfü Savaş için yeniden birlik, beraberlik içinde ve Hatay için yürümeye hazırız. Şimdi Hatay’ın her sokağına, her evine sevgimizi akıtma zamanı. Her gönüle girme, her gönülde yer etme zamanı. Bugün o gün! dünya alem duysun öyleyse: Lütfü Savaş Hatay’ı, Hatay da Lütfü Başkanını seviyor ve biz kazanacağız.

Sandıkta yenileceğini görünce baskıyla, gözdağıyla, işgal ettikleri yargıyı sopa olarak kullanmaya çalışanlara cevabı vereceğiz. Yanlış politikalarıyla ülkeyi batırma noktasına getieren ve yanlışlarını örtbas etmek için milletimizin iradesini istismar eden AKP’ye cevabı yine sandıkta vereceğiz. Bayrak sevdamız, vatan sevgimiz, Türklük bilincimizle dimdik ayaktayız. 31 Marta sabahı güzel Türkiye’mize yeniden bahar gelecek.

Yüce Türk Milletine saygıyla duyururuz..

Av.Suzan ŞAHİN  CHP Hatay Milletvekili

Kategori:
Etiketler:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>