İskenderun Gelişim Hastanesi Uzm. Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, kaygıyla baş edebilme yolları hakkında bilgiler verdi.
Kaygının, yaşamın normal bir parçası olduğuna değinen Gamze Uygun Ekenel, “Herkes, günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir, baş edilebilir düzeydedir ve günlük işlevselliğimizi bozmayacak düzeydedir. Eğer kişide sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu söz konusuysa, buna yaygın anksiyete bozukluğu denir. Bu kişiler, çevrelerinde ‘aşırı evhamlı’ olarak tanınırlar. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler, her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, her şey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir” açıklamasında bulundu.
“Kaygı bozukluğu tedavi edilebilir”
Yaygın anksiyete bozukluğunda, aşırı endişe ve kaygının; genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgili olduğuna dikkat çeken Gamze Uygun Ekenel, “Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer. Kişi, kendini, kuruntulara kapılmaktan alıkoymakta güçlük çeker. Endişe ve kuruntulara, aşağıdaki belirtilerden; sürekli bir tedirginlik, kolay yorulma, odaklanmakta güçlük çekme, çabuk kızma, kas gerginliği ve uyku bozukluğu gibi belirtileri fark ettiğiniz de mutlaka bir uzman desteği almanız gerekmektedir. Bu rahatsızlığın ağır olmayan biçimlerinde, ilaç tedavisine gerek olmadan, yalnızca psikoterapiye yanıt verebilir. Psikoterapi ya da ilaç tedavileri, birlikte ya da ayrı ayrı da uygulanabilir. Bu yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine, bir uzmanla birlikte karar vermek yerinde olacaktır. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir. Her kişi, bireysel olarak, yaşadığı rahatsızlığın şiddetine ve süreğenliğine, bedensel belirtilerinin şiddetine, ortaya çıkartan zorlayıcı etkenlerin varlığına ve kişilik özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Her kişi, bireysel olarak, yaşadığı rahatsızlığın şiddetine ve süreğenliğine, bedensel belirtilerinin şiddetine, ortaya çıkartan zorlayıcı etkenlerin varlığına ve kişilik özelliklerine göre değerlendirilmelidir” dedi.