‘’Bu haberi paylaşırken isyan, acı, çaresizlik, kızgınlık, harekete geçme ve birçok duygu arasında bir girdaba düşmüş durumdayım. Bir baba, eşinin boğazını keserek öldürüyor. Hem de 10 yaşındaki kızı önünde. Kız ” anne lütfen ölme” derken, anne de ”ölmek istemiyorum” diye yalvarıyor. Suç kişiseldir ancak nedenleri toplumsal! Hepimiz suçluyuz. Şiddetle yeterince mücadele etmeyen hükümet suçlu. Suçsuz toplum, eğitimle başlar. Cehaletten, şiddetten, suçtan beslenen iktidar suçlu. Modern çağdaş yaşamın getirdiği ilke ve kurallar yerine gerici yaşam ve kurallara teslim olan muktedirler suçlu! Kendi iktidarları için hastalıklı erkek egemen düzene kendini teslim edenler suçlu! Eğitime kaynak aktarmak yerine rant projelerine ülkeyi peşkeş çekenler suçlu. Bir cinayetin anatomisini çıkarın bakalım kimleri bulacaksınız! Bıçağı tutan tek bir el değil ki! Yüzbinlerce milyonlarca el var orada! Aklıma Yaşar Kemal’in İnce Memed’de ” Abdi ağa gider Hamza ağa gelir. Hamza gider başkası gelir. Binlercesi var. Ağalıktan kurtulmanın öldürmek dışında bir yolu olmalı. ” sözleri geliyor. Bıçağı kullanan ceza alınca bitmiyor ki! Bu cinayetler neticede genel politikanın ürünü. O zaman öncelikle politik olarak kimlerden hesap soracağımızı, kimleri sanık koltuğuna oturtacağımızı ve kimleri koltuklatından alaşağı edeceğimizi biliyoruz. Son olarak da boğaz kesme, bu topraklara yabancı cinayet biçimi. Hangi terör örgütünden devşirildiğini iyi biliyorsunuz. Kimlerin palazlandırdığını da! ‘’Dedi.
