Belen Müftülüğümüzce, 12.11.2019 Salı günü saat 13:30’da Belediye Düğün salonunda Mevlid-i Nebi Haftası münasebeti ile gerçekleştirilen program, Kaymakam Hayrettin BASKIN, BelediyeBaşkan Yrd.Abdullah ÖNDER, Kamu Kurum ve Kuruluşların Daire Amirleri ve vatandaşların katılı ile başladı.
Program, Yaylakent Camii İmam Hatibi Mehmet KART’ın Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. İlçe Müftüsü Mehmet Seri DOĞRU’nun açılış konuşması, “Hz. Peygamber ve Aile” temalı sinevizyon gösterisi ile devam ettirilerek, Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa SOYKÖK’ün konferansı ile sona erdi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan İlçe Müftüsü Mehmet Seri DOĞRU;
“İnsanoğlunun çağdaş dünyada yaşadığı en önemli kriz aile krizidir. Bugün maalesef ailelerimiz şiddeti andıran enstantanelerle kuruluyor. Nikah masasında bile gelin ve damat ‘evet’ derken masanın altında birbirinin ayağına basmaya, birbirlerine karşı üstün olmaya yarışına giriyorlar. Bu dinimizce ve törelerimizce uygun bir davranış değildir. Bugün maalesef ailelerimiz moda kurbanı, gösteriş kurbanı, popüler kültürün kurbanı oluyor. Aile yuvamızı bu ızdıraptan çekip kurtarmak için, Diyanet İşleri Başkanlığımız bu sene Mevlid-i Nebi etkinliklerini “Hz Peygamber ve Aile” temasıyla işliyor. Takva temelli oluşturulması gereken aile yuvalarımız, maddi temellerle oluşturulmakta ve o maddi unsur kalktıktan sonra da temeller sarsılmaya başlamaktadır. Rabbimiz takva temelli kurulan aileler için iki cennet müjdesi veriyor, hem dünyamızı hem de ahiretimizi müjdeliyor. Mevlid-i Nebi haftanızı kutlar, hayırlar getirmesini dilerim.” Dedi.
Diyanet İşleri Uzmanı Mustafa SOYKÖK konuşmasında;
Diyanet İşleri Başkanlığımız her sene farklı bir konuyu gündeme taşıyor. Bu senede aile konusunu ele alıyoruz. Bizim ailelerimiz niçin sevgiden, rahmetten, merhametten mahrum kalıyor. Niçin ailelerimizde huzur bulamıyoruz. Resulullah mutluluğun yolunun aile kurmakta, eşler, çocuklar ve anne-babalar olarak aile iletişiminde olduğunu ifade ettiği halde biz niçin Peygamberi örnek almıyoruz. Cihanşümul peygamberin hayatını niçin ailelerimizde yaşamıyoruz, nerede yanlış yapıyoruz. Hangi davranışımız nasıl düzelir, nasıl cennette Resulullah ile beraber oluruz.
Allah’ın rızası, Resulün sevgisi için, kocasını seven, hanımını seven aileler olunuz. Birbirinize karşı sevginizi, muhabbetinizi gösteriniz. Eşlerine karşı yumuşak huylu olunuz. Şunu iyi bilmeliyiz ki erkeğin cennete girmesi hanımının rızasına bağlıdır. Kadının cennete girmesi de erkeğinin rızasına bağlıdır. Peygamber bizleri birbirimize emanet etmiştir. İnsanlık aile değerleri kaybetmenin sonucunu büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Gereken önlemleri almaz isek, çok ciddi anlamda insanlığın sonunu hazırlayacak neticeler ortaya çıkacaktır.
Peygamber sevdalısı olmak sözle olmaz. Peygamber yaşantısını örnek almalıyız. Karı-koca el ele tutuşup, sevgiyle göz göze baktıklarında, Allah onların günahlarını parmakların ucundan döküp götürecektir. Eşine ve kocasına yedirdiği lokmayı sadaka sayan bir dine mensubuz. Dinimiz diğer tarif edilmiş dinler gibi hayattan kopuk, din ile dünyayı ayıran bir dindarlığı benimsememiştir. İslam, bize namazı, orucu emrettiği gibi aile kurmayı, helal kazanmayı, eşlerinin rızasını almayı da emretmiştir. Kim Allah ve Resulünü çok sevdiği için, emirlerine itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği Peygamberler, Nebiler, sıddıklar, şehitler, salihler ile birlikte olacaktır. Ahir zamanda beni görmediği halde bana inanacaklar benim sünnetimi sahiplenecekler, işte onlar benim kardeşlerimdir, diyerek bizleri müjdelemiştir. Cennet size çok yakındır. Cennet eşinizdir, cennet çocuklarınızdır. Sevgi sevdiğinin halleriyle hâllenmeyi gerektirir, sevdiğinin ahlakıyla ahlaklanmayı gerektirir. Evlenmeyi tavsiye ediyor, eşinizin beğenmediğiniz halleri varsa, diğer güzel hallerine bakarak sevmenizi emrediyor. İltifat ediniz, birbirinizin gönlünü alınız. Eşimizle, çocuklarımızla iletişim koptu. Sevgimizi gösteremiyoruz, oğlumuz-kızımız gelip sıkıntısını paylaşamıyorsa o çocuk, o boşluğu, sıkıntısının çözümünü başka yerlerde aramaya başlayacaktır, bu da aile için büyük bir tehlikedir. Çocuğumuzu kaybederiz.
Evi çekip çeviren kadındır. Her ikisinin de aynı anda öfkeli olması tehlikelidir. Biri kızgın iken diğeri susmayı bilmelidir. İnsanlara, kendilerini mutlu hissettirilmesi ibadettir. Tebessüm bir sadakadır. Güzel söz, tatlı dil bir sadakadır. Niçin bir tebessümü esirgiyorsunuz. Namaz kılmış, oruç tutmuş gibi ibadet iken, niçin akşam eve girdiğinizde asık suratlı olarak giriyorsunuz, niçin eşinizi asık suratlı karşılıyorsunuz. İletişim hatalarını engellemek de bir ibadettir. Eşinizin, çocuklarınızın arkadaşlarınızın kusuru olabilir. Kusurları gittiğiniz yerde anlatmak doğru değildir, onur kırıcıdır. Onuru kırılan insan da size cephe alır. Allah Settar’dır, hataları örter, günahları gizler iken, size ne oluyor da açığa çıkarıp duruyorsunuz. Sevgiyi artırmak birbirimizi sevmek de ibadettir. Suratı asık olan, bulunduğu ortamı geren insan hayırlı insan değildir. Bulunduğumuz ortamı neşeli hale getirmek görevimizdir. Hayatı paylaşmak bizim elimizdedir. Birbirimize karşı tahammülü ve anlayışlı olmamız dileğiyle sizleri Allah’a emanet ediyorum. ” Dedi.