Türkiye, Kovid-19’la olan mücadelesine odaklanmışken 7 ilimizde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi patlak verdi. Son 1 ayı geçtiğimiz yıla kıyasla vakalarda 12 kat artış yaşandı ve 2 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlar, kene ısırmasının sebep olduğu KKKA’nın Kovid-19’dan 3 kat daha fazla ölümcül olduğunu belirtti.
Sivas’ta kene ısırması sonucu KKKA tanısı konulan hasta sayısı yaklaşık 100’e ulaştı, geçtiğimiz yıl, yıl boyunca görülen vaka sayısına bir ayda ulaşıldı. Neredeyse Kovid-19’u unutturan artış, bilim adamlarını da şaşırttı.
Sivas’ta geçtiğimiz yıl kene ısırması sonucu hastaneye başvuran 120 hastaya Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısı konulurken yaklaşık 10 kişi bu virüs nedeniyle hayatını kaybetmişti. Bu yıl erken görülmeye başlayan KKKA vakalarında 5 kat artış görüldü ve yaklaşık 100 vaka tespit edildi. Tedavi altına alınan 2 kişi ise hayatını kaybetti. Uzmanlar, kenenin öldürücülük özelliğinin Kovid-19’a göre üç kat daha fazla olduğunu vurguladı.
SİVAS’TA KESİNLEŞMİŞ 94 VAKA
Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, bu yıl kene ısırması sonucu oluşan KKKA vakalarının erken görülmeye başlandığını belirterek, “2002 yılından itibaren kırım Kongo kanamalı ateşi, Sivas bölgesinde, İç Anadolu bölgemizde ve Orta Karadeniz bölgesinin güneyinde ciddi bir endemik ve eptemik hastalık halinde seyretmektedir. Özellikle de bu sene için biz geçen yıl ki vakaların yaklaşık beş-altı katı daha fazla kırım Kongo kanamalı ateşi görmeye başladık ve bu sene özellikle biz nisan sonu mayıs başında gördüğümüz kırım Kongo kanamalı ateşi vakalarını martın ortalarından itibaren görmeye başladık. Sivas ve çevresinde şuana kadar 94 vakamız olmuştur. Bunların 78 adeti erişkin hastamız 16 tanesi de çocuk hastamızdır. Geçen yıl ki sayılara göre beş-altı kat daha fazla vakayı görüyoruz. Yani bunların fazla gözükmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi özellikle Kovid-19 dan dolayı hem kenelerde hem de kırım Kongo kanamalı ateşiyle yeterince mücadelenin yapılamamış olmasını ben burada etkili görüyorum. ve tüm vatandaşlarımdan özellikle bu kırım Kongo kanamalı ateşine karşı dikkatli olmalarını öneriyorum” dedi.
HAYVANCILIKLA UĞRAŞANLAR RİSK ALTINDA
Çetin, özellikle hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğuna dikkat çekerek, “Kırım Kongo kanamalı ateşinin özellikle risk grubu üç önemli risk grubumuz var bunlardan bir tanesi hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız, çiftçilerimiz ve özellikle hayvan otlatan hayvanın yayılmasında etkili olan insanlar. Bir ikincisi ise hayvanları besleyen ve hayvanların sütünü sağan hanımefendiler bu noktada risk altındaki insanlar. Çünkü; hayvanlar tarafından özellikle büyükbaş hayvanlar tarafından köylere ve ahırlara getirilen hastalık taşıyan kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığını taşıyan keneler insanlara bulaşmakta, insanları ısırmakta ve arkasından da bu hastalığı insanlara geçirmektedir. Bir diğer grup ise özellikle et ve deri işleriyle uğraşan insanlarda kırım Kongo kanamalı ateşini sık görüyoruz yani tüm vakalarımızın yaklaşık yüzde 90’a yakını bu vakalarımız ancak özellikle bu hayvanlardan otların üzerine keneler düşmek suretiyle oradan geçen insanlara da yapışmak suretiyle diğer insanları da hasta edebilmektedir. Özellikle otların bol olduğu alanlarda bazı mesire yerlerinde ve de yine keneleri sık olarak görebiliyoruz. Bu noktada belediyemiz ve valiliğimiz ciddi manada tedbir almaya başladı. Buraların ilaçlanması ve özellikle de kenelere karşı mücadele konusunda bir takım tedbirler alınmaya başladı” dedi.
KENE POPÜLASYONUNUN YOĞUN OLDUĞU İLLER
Çetin, kene popülasyonunun yoğun olduğu illeri şu şekilde sıraladı:
“Özellikle kene popülasyonunun yoğun olduğu alanlar; Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun’un güneyi, Erzincan ve Erzurum illerinde yoğun olarak bulunmaktadır. Daha önce Tokat ve Sivas’ın kuzeyindeydi ancak tahmin ediyoruz ki küresel ısınmanın etkisiyle daha güneylere doğru inmeye başladı. Sivas merkez veya merkez veya merkez köylerde kene popülasyonunda artma oldu. Ondan dolayı da ben çok kıymetli hemşehrilerimi uyarıyorum bu hemşehrilerimize ben özellikle hayvancılıkla uğraşan insanların mutlaka hayvanlarına kenelerin azaltılması konusunda ilaçlamanın yapılması, ahırların mutlaka ilaçlanması ve hayvancılıkla uğraşan insanlar mutlaka akşam eve geldiklerinde kendilerine kene yapışmış mı yapışmamış mı diye kontrol etmelerini özellikle öneriyoruz” dedi.
YÜZDE 80 BACAKTAN GİRİP YOL ALIYOR
Prof. Dr. İlhan Çetin, kenenin genellikle insanların ayak kısmından vücuda girdiğini ifade ederek, “Biz normalde hayvancılıkla uğraşmayan insanlarımızda zaman zaman vakalarımız oluyor. Yani özellikle belli oranda ot, çim bulunan ortamlarda bir takım aktiviteler yapan insanların mutlaka çoraplarını pantolonlarının üzerine çıkarmaları pantolonlarını çoraplarının altına almak suretiyle ki kenelerin yüzde 70- 80’i bacak bölgesinden vücuda girmektedirler. Daha fazla bu yolu kullanıyorlar. Bu önemli bir tedbir ama mutlaka eğer tabiatta bir takım aktiviteler yapabiliyorlarsa bunu da beyaz giysiler giymek suretiyle ve yaz örtüler kullanmak suretiyle yani üzerlerine kenenin gezdiğini görebilmek veya bulunduğu yerde kenenin olup olmadığını görebilmeleri açısından da beyaz giysilerin, beyaz örtülerin kullanılmasını biz önemle öneriyoruz. Arkasından da bu tür aktivitelerde bulunan insanlar eğer evlerine geldiklerinde de mutlaka vücutlarında kene kontrolleri yapmasını arz ediyoruz” dedi.
“HER KENE ISIRMASI KKKA’YA NEDEN OLMAZ”
Her kene ısıran kişinin hasta olmayacağını söyleyen Çetin, “Her kene yapışması mutlaka bu hastalığın olacağı manasına gelmiyor. Keneler içerisinde de hastalığı taşıyan keneler sonuçta bu hastalığı insanlara bulaştırabiliyorlar. Kesinlikle kenelerle oynamamaları gerekir. Bazen ateşle yaklaşmak, sigara tutmak gibi keneyi rahatsız edici bir takım aktiviteler yapılırsa kene kusuyor ve virüsü yayıyor. Kovid-19 da olduğu gibi hayvanlardan insanlara geçen virüstür. Bu virüsleri vücuda daha fazla verebiliyor ve hastalık yapma etkileri çok fazla oluyor. Onun için mutlaka bir sağlık kuruluşuna bu işin tecrübeli ve ehli olan insanlar tarafından kenelerin çıkarılmasını sağlamaları da çok önemlidir. Eğer böyle bir imkan yoksa yani uzak bir alandalarsa o zamanda mutlaka kenenin başından tutmak suretiyle çok fazla örselemeden mümkünse hızlı bir şekilde ve başı içeride kalmayacak şekilde keneyi çıkartmalarını biz özellikle önemsiyoruz” dedi.
KOVİD-19’A GÖRE 3 KAT DAHA ÖLÜMCÜL
Çetin bu yıl KKKA vakalarında beş kata yakın bir artış gözlediklerini ve bu yıl Ege bölgesinde de vakalara rastlanıldığını vurgulayıp, “Bu sene vaka sayılarımızda ciddi bir artış var dedik geçen senekine göre bir buçuk ay daha erken vakalarımızı görmeye başladık. Şuanda da geçen yılın aynı dönemine göre beş- altı kat daha fazla vakayla karşı karşıyayız. Biz yılın tamamında yaklaşık 120 vaka görürken şuana kadar vakalarımız 100’e yaklaştı. 94 şuanda kesinleşmiş vakamız var yani geçen yıl özellikle biz Haziran-Temmuz aylarında yoğun görmüş olduğumuz sayıyı bu sene daha Haziranın başında görmüş olduk 94 vakayla. Bundan dolayı da ben tüm hemşehrilerimizi, tüm vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum. İkinci hususta Kene popilasyonu gittikçe yayılıyor. Söylediğim gibi daha önceden sadece Kelkit Vadisiyle sınırlı bulunan kene şuanda güneye doğru inmeye başladı. Ege de görülmeye başladı, Akdeniz bölgesinin kuzeylerinde görülmeye başladı. Ondan dolayı ülkemizin tamamının bu noktada mutlaka mücadelenin hızlı bir şekilde yapılması konusunda yetkililerimizin burada bilgilendirmek istiyorum. Çünkü kenenin öldürücülük özelliği Kovid-19’a göre iki- üç kat daha fazla. Her ne kadar Sivas’ımız ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanemiz kene tedavisinin dünyada en iyi yapıldığı yerlerden bir tanesi ölüm oranları yüzde 3-5’lere kadar düştü. Bu sene ölüm oranlarımız ise yaklaşık yüzde 2’lerde, 94 vakamız olmuştu. Bu hastalarımızdan 2’sini kaybettik. Şuanda 25-30’a yakın insanımızın tedavisi devam ediyor. Şuanda ki ölüm oranlarımız yüzde2-3′ lerde diyebilirim. Bu dünyada ki kırım Kongo kanamalı ateşi tedavisinin en iyi yapıldığı merkezlerden biri olduğunun da bir göstergesidir. Çünkü dünyada tedavi edilme daha doğrusu kaybedilme oranı 5 ila 10 arasında değişiyor. Bizde çok daha iyi bir şekilde tedavi ediliyor” şeklinde konuştu.