SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SAĞLIKLI BESLENİN

Published on:  /   Son güncellenme  /   Yorum yapılmamış

Spread the love

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam sonucunda ortaya çıkan obezitenin; depresyon ve diğer psikopatolojiler, kanser, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, mide-barsak pasajı hastalıkları gibi birçok sağlık tehlikesini beraberinde getirdiğini ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Diyetisyeni Eray Albayrak, değiştirilebilir bir risk faktörü olan sağlıksız beslenmeye yönelik gerçekleştirilen iyileştirici her adımın, sağlık adına önemli bir yatırım olacağını belirtti.

“Sağlıklı yaşamanın anahtarı; sağlıklı beslenmek”

Beden sağlığını korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için sağlıklı beslenmenin önemli bir faktör olduğuna değinen Uzman Diyetisyen Albayrak, “Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için, beslenmenin uzun süredir bilinen önemi ve bu bağlamda yaşam kalitesini arttırmadaki merkezi konumu, doğal olarak sağlıklı kalabilmek adına ne yenmesi gerektiği sorusuna yol açmaktadır. Pek çok çalışma, hastalık riski ve biyolojik tepkiler açısından, bireyler arasında büyük farklılıklar ortaya çıkarmaktadır ve bu durum, bu soruyu tam olarak yanıtlamayı zorlaştırmaktadır. Aynı zamanda, optimal sağlık adına hastalıkların önlenebilmesi için her duruma uyan tek bir beslenme reçetesinin ötesine geçmenin gerekliliğini ve her beslenme programının uygulanabilirliğinin, sürdürülebilirliğinin ve kalitesinin kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceğini yansıtmaktadır. Tıbbın modern görüşü, çok boyutlu ve dinamik beslenme önerileri sunmak için, büyük bir potansiyele sahip olan, fonksiyonel ve bireye özgü beslenme olarak bilinen bir beslenme yaklaşımı doğurmuştur. Günümüzde beslenme bilimi; genetik ve mikrobiyom özellikler, antibiyotik ve probiyotik kullanımı, metabolizma, besinin tarladan sofraya yer aldığı ortamlar ve fiziksel aktivite arasındaki bireyler üzerinde ortaya çıkan karmaşık etkileşimin sağlık üzerindeki etkilerini, ekonomik, sosyal ve diğer davranışsal özellikler üzerinden anlamayı amaçlamaktadır. Yalnızca bu faktörlerin yarattığı katkıların ve karşılıklı ilişkilerinin, sağlam bir şekilde kavranmasıyla, dünyada farklı bireyler için hedeflenmiş beslenme rehberliği geliştirmek mümkün olacaktır” dedi.

Sağlıklı kalabilmek adına ne yemeliyiz?

Sağlıklı bir yaşam için beslenme önerilerinde bulunan Uzman Diyetisyen Eray Albayrak, “Ülkemizde; kültürümüz, alışkanlıklarımız ve tükettiğimiz besinler doğrultusunda ortak bir payda yaratmaya çalışan Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi geliştirilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda, günlük; tuz, şeker, alkol tüketimi sınırlandırılmalı, sebze ve meyve tüketimi arttırılmalı, doymuş yağ içeriği yüksek olan besinler örneğin; tereyağı, sakatat, yağlı et/tavuk gibi ürünlerin tüketimi azaltılmalı, doymuş yağ içeriği bulunmayan, omega 3’ten zengin balık tüketimi arttırılmalı, katı yağlar yerine bitkisel sıvı yağlar tercih edilmeli, yeterli su tüketimine önem verilmeli, yeterli posa içeriğine sahip tam tahıllı ürünler sofrada yer almalıdır.  Bunlar dışında besin hijyeni ve güvenliği noktasında da, besinlerin üreticiden tüketiciye geçiş aşamalarında gerekli kontroller yapılmalıdır. Besinin hazırlama, pişirilme, tüketilme esnasında hassasiyet gösterilmelidir. Tüketime hazır besinler uygun koşullarda, uygun süre saklanmalıdır” şeklinde konuştu.

“Obezite, küresel ve metabolik bir hastalıktır”

Haftada 3-4 gün en az 45 dakikalık düzenli fiziksel aktivitenin obeziteye karşı koruyu olacağının altını çizen Albayrak, “Vücutta artan yağ kütlesi ile beraber ortaya çıkan, yandaş hastalıklar ile seyredebilen obezite, artan enerji alımı ve azalan fiziksel aktivite ile doğrudan ilişkilidir. Beslenme tüm bunların yanı sıra; davranış, ruh hali ve akıl sağlığının patolojisi ve tedavisi ile de ilişkilendirilmiştir. Günümüzde psikolojik, nörolojik hastalıklar ve kötü madde kullanımı en büyük küresel hastalık yükünü temsil etmektedir. Beslenme alanında yapılan mevcut araştırmalar ve 2016 Beslenme Topluluğu Toplantısı’nda sunulan kanıtlar, yeterli ve dengeli beslenme konusunda farkındalığın artması ile psikolojik ve nörolojik hastalıkların hastalık yükünü makul ve önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir” dedi.

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>