Hükümet öylesine bir kararla İstanbul sözleşmesinden çekiliyoruz dedi. Oysa İstanbul sözleşmesi kadına şiddeti, insana insanın zulmünü önlemek amacı taşıyordu. 1.Temmuz milat… Ama kadın platformlarında haykırışlar ve inancın savaşı sürüyor. Mücadele ruhunu kaybetmeyen İskenderun Kadın Platformu, İskenderun’daki kadın Gazetecileri ziyaret ederek “İstanbul Sözleşmesi bizim diyor” ve ‘’Nöbetteyiz’’ diyerek umut ateşlerini söndürmeden sürdürüyorlar. Peki, İstanbul Sözleşmesini reddederek nelere hayır demişiz şöyle bir bakalım.
SÖZLEŞME KAPSAMINDAKİ SUÇLAR NELER?
Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kιlmaktadιr: – ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik) – taciz amaçlı takip; – tecavüz dahil, cinsel şiddet; – cinsel taciz; – zorla evlendirme; – kadınların sünnet edilmesi; – kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama. ŞİDDET HER YANIMIZDA İKEN Her gün yeni bir can acısı habere uyanan Türkiye’min kadınları. Tecavüz kader değil Çocuk gelin olmak kader değil Baban, amcan VS tacize uğramak hiç kader değil Baba’dan dünya ya evlat getirmenin sancılı utancını taşımak kader değil. Bir adamı sadece sevdiği için ölmek öldürülmek kader değil… Kader değil sadece acıdır….. Vazgeçilemeyen cehaletin, döndürülemeyen sapkınlığın adı kader olamaz…
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR…
‘’Bu sözleşmenin iptalinin konuşulması dahi Şiddet eğilimli erkeklerde cezasızlık, davalarda indirim gibi ihtimaller motivasyon kaynağı oluyor. Bu nedenle bırakın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı, bu tartışmaların açılması bile söz konusu olmamalı’ ’diyor İskenderun Kadın Platformu üyeleri Feyruz Gör, Nazire Gülenay, Filiz Yeşildağ,teşekkürlerimi iletiyorum. Bir kadın olarak, bir kadın gazeteci olarak, bir insan olarak İstanbul sözleşmesi ‘’Bizimdir Ve Nöbetteyiz Diyorum’’