EGONUZ MAKAMINIZIN ÜSTÜNE ÇIKMASIN
DEVLET OLMAK ALNIMIZDA DEĞİL, KİMLİKLERİMİZDE YAZAR…
Baro Başkanı Ekrem Dönmez olayı..
Ardından Ak Parti İlçe Başkanı Abdülkerim Güven, olayı.
Ve perde arkası gösterilmek istenen kötü polis senaryosu.
Her ikisinde de bir polis ve işaretle gösterilen Ak Parti gibi…..
Ak Partili değilim hiç olmadım.
Ama günümüz şartlarında artık partiler üzeri olaylara adil bakmak gerektiğini görüyorum.
Sorgulayan akıl,
Adalet duygusu,
Utanma ar ve haya duygusu,
Onurlu olma duygusu.
Toplamı eşittir insan olmak …….
NE OLUYORUZ?
Polisin bir kesim tarafından hiç sevilmediğini iyi biliyorum.
Yanlışa göz açtırmayan bir emniyet müdürüne sahibiz. Öyleyse yanlış yapanlar elbette sevmeyecek.
Arı kovanına elinizi sokarsanız zehirlenmeyi de göze alacaksınız!
Ancak Sn.: Dönmez, olayında polis kimlik sormuş!
Ayrıcalık istemediğini sade vatandaşlık hakları ile bu davranışı yaptığını ifade eden Dönmez’e soruyorum: O zaman emniyet suçluyu ve suçsuzu nasıl ayırt edecek? O anda bir suçluyu arıyor olabilirler.
Ne var çıkartıp kimliğini gösterse!
Hatta polise huzur ve güvenliğimizi sağladıkları için teşekkür etse gözümüzde daha büyümüş bir baro başkanı olmaz mıydı?
Ki polise sadece baro başkanı olduğunu söylemesi bile yeterli iken.
Ancak polis arkadaşların hoyrat davranışları da hiç hoş olmamış. Ailesi ile birlikte olan farz edin düz bir vatandaş bile olsa o davranışları göreviymiş gibi görmek mümkün değil.
Birden aklıma gelen bir yaşanmışlığı sizlerle paylaşayım..
İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz ile yaptığım bir sohbette trafikte kendini tanıtmadığı için çok kez ceza yediğini dile getirmişti!
Önce şaşırmıştım sonra müdürümle gurur duydum.
Ego makamın üstüne çıkarsa sonuçları da sarsıcı olabiliyor.
Çok sık minibüsle yolculuk yapıyorum. Ve her seferinde durdurup kimlik soruyorlar. BEN GAZETECİYİM GÖSTERMEM, egosuna düşebilirim.
Hani tanıdık polis arkadaşlar zaten sormuyor ama insanız işte egom tavan yapabilir adalet, ar, sorgulama ve empati duygumu kaybedebilir SEN KİMSİN KİMLİK SORUYORSUN diyebilirim.
Ama dememeliyim, dememelisiniz çünkü onlarda görevlerini yapıyorlar. Değilse sap ile saman nasıl ayrışacak?
Güvenliğimiz nasıl sağlanacak? Bu örnek suçlulara kapı açabilir emsal teşkil ederse neler olur?
Önüne gelen kimlik göstermiyorum derse nasıl sonuçlar doğabilir? Kaldı ki polisin kimlik sorma ya da sormama hakkına hiç değinmedim. Farz edin ki hakkı yok, ne olur göstersek.
Erdemli olmanın koşulu mütevazı engin olmaktan geçmiyor mu?
Elbette döverek öldüren, hakaret, tehdit eden durduk yere saldıran, haksızlık karşısında taraf olan bir polisi savunmuyorum. Örnekler sadece kimlik göstermek ile alakalıdır.
Sonuç olarak
Hükümetin değil, devletin devamlılığı esastır. Kanunlar kimliklere göre değişkenlik göstermez, göstermemelidir.
ABDULKERİM GÜVEN’İN OĞLU CEZA YEMİŞ
İYİ OLMUŞ AMA!
Toplumlar kurallar ve kanunlar silsilesi ile yönetilir. Kurallar insanların yaşamını en refah düzeyde tutmak için vardır. Bunlara karşı gelindiğinde genellikle KAOS çıkar. Bu nedenle kurallara ve kanunlara harfiyen uyulmasından yanayım.
Lakin Ak Parti İlçe Teşkilatı Başkanı Abdülkerim Güven, soyadı gibi kendine güveni olan bir arkadaşımızdır. Etiketlere ihtiyaç duyduğunu pek görmedim. Kaldı ki oğlu da etiketini kullanmadan sessizce trafik cezasını kabullenmiş.
Bu genç arkadaş adaletli ve onurlu davranmış sade vatandaş gibi mütevazı duruş sergilemiş.
Olması gerekeni genç kardeşimiz uygulamış. Kaldı ki babasının adını dahi kullanmamış helal olsun.
Kim bu olayı farklı ateşlemiş?
Niçin ateşlemiş?
Toplumun sinir uçlarına hangi amaçla dokunmuş?
Her kimse neyse hiçbir şey devletin ve kanunlarının üzerinde değildir.
Ve ortada İlçe başkanı ile alakalı bir sorun görünmezken yörünge neden şaşmış?
Özetle her iki olayda da…
Sanki adalet ve sorgulama, duygusu yok sayılarak bir varsayıma, başka bir varsayımla cevap verilmiş…
Ama sanırım başarılı olunmamış…
Sağlıcakla kalın…..
Sabriye Sönmez