İnandığım ilkeler ve sol değerler doğrultusunda yüreklilikle çalışarak, örgütümü siyasetimin temel öznesi yaptım. Bu anlayışla; örgütün en alt katmanlarından başlayarak yaptığım siyaset yolculuğunda, 24, 25 ve 26. Dönemde Milletvekili olma onurunu yaşadım. Başta bana bu onuru yaşatan Atamızın bize emaneti partim CHP’ye, bu süreçte beraberce mücadele ettiğim, her türlü desteklerini gördüğüm örgütüme, yol arkadaşlarıma, partililerime, Hatay Halkına bir kez daha teşekkürlerimi sunarım.
Değerli Basın Mensupları; üç dönem boyunca yaptığım çalışmaları kısaca özetlemek isterim. Nitekim, bu üç dönem, Türkiye’nin en fırtınalı dönemlerinin yaşandığı, kumpaslarla askerden, gazeteciye, milletvekillerinden sivil vatandaşa kadar çok sayıda suçsuz vatandaşımızın içeri atıldığı, medya özgürlüğünün sona erdiği, FETÖ’nün yargıyı, orduyu, üniversiteleri ele geçirdiği, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı, terörün fırladığı, tek adam sistemini getiren Anayasa referandumunun yapıldığı, TBMM’nin KHK’lar ile etkisiz ve yetkisiz hale dönüştürüldüğü, Suriye ve Irak başta olmak üzere sınırlarımızdan gelen göç dalgası ile büyük sorunlar yaşandığı bir dönemdir.
İşte bu ağır şartlarda görev aldığım TBMM’de, her türlü saldırıya göğüs gerdim. Nitekim AKP’nin muhalefetin sesini kısması, milletvekillerinin yetkilerini daraltması, partim CHP’ye dönük iftira, algı operasyonları ve medya ablukası ile ağır saldırılarda bulunması işimizi oldukça zorlaştırmıştır. Biz bu tarihi döneme tanıklık ederken, her zaman demokrasiden ve parlamenter sistemden yana durmaya devam ettik. 15 Temmuz saldırısı ile FETÖ’cü askerlerin bombaladığı TBMM’ye canımız pahasına giderek, demokratik tutumumuzu gösterdik. Darbecilere meydan okuyarak, parlamentoyu açık tutan CHP’li vekiller arasında olmak ve bu anlamda tarihe geçmek de bizim için onur olmuştur.
2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin AKP teklifine CHP Genel Merkezi’nin “Evet” oyu verilmesi yönünde irade koymasına karşı çıkarak, “Hayır” oyu verdim. Anayasa’ya aykırı bu teklifin doğru olmadığını savunarak, siyasi ilkelerim, hukuka olan bağlılığım gerekçesiyle Genel Merkez’e rağmen “Hayır” dedim.
Çünkü her zaman siyasetin, inandığınız ilkeler ve etik değerler çerçevesinde yapılacağına inandım. Gelişen süreç de bizim haklı olduğumuzu ortaya koydu. Nitekim, CHP’li Enis Berberoğlu’ndan HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’tan diğer siyasetçilere kadar bugün birçok kişi cezaevinde ise sebebi bu yanlış düzenlemedir. Demokrasi tarihine de kara bir leke olarak geçecektir.
İşte bu ağır şartlar altında görev yaptığım vekillik dönemim ve CHP 35. Olağan Kurultay sonrasında Parti Meclisi Üyesi olarak çalıştığım süre boyunca; ülkenin ve Hatay’ın temel sorunlarını Meclis’e taşıdım.
Ülkemizin kanayan yarasına dönüşen eğitim sorunu ile laikliğin delik deşik edilirken, kanser gibi yayılan tarikat yurtlarına yönelik sayısız soru önergesi ve araştırma önergesi verdim. Nitekim; laiklik konusundaki araştırma önergem, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Işık Kansu’nun “Bir Ortaçağ Hayaleti, Ensarlı Eğitim” kitabında geniş şekilde yer almıştır.
Lise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında “Nusayrilik” adı altında Arap Alevisi vatandaşlarımızı derinden yaralayan bölümlerin çıkarılması için epeyce mücadele verdim. Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiğim önergeler ve TBMM’de düzenlediğim basın toplantıları ile ülke gündemine soktuğum sorun; istediğimiz şekilde sonuçlanmıştır. Bu da bizim için gurur vericidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nca bu akıl dışı bölümler ders kitaplarından çıkarılmış, özür dilenmiştir.
Yine 15 Temmuz sonrasında çıkarılan KHK’lar ile görevden alınan ve uzaklaştırılan 900’u aşkın öğretmenimizin geri dönmesi için eğitim sendikaları ve Milli Eğitim Bakanlığı ile çok sayıda görüşme gerçekleştirdim. Bu girişimlerimiz de sonuç vermiş, öğretmenlerimizin mesleklerine yeniden dönüşü sağlanmıştır. Benzer şekilde kamudan atılan Hataylı vatandaşlarımızın dosyalarını CHP Mağdurlar Masası’na taşıyarak, imkânlarımız ölçüsünde görevlerine dönmeleri için elimden geleni yaptım.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’na alınan personele sorulan dini soruları 4 büyük gazete manşetine sokarak, konunun Ombudsmanlık’a kadar taşınmasına aracı oldum.
Hatay’ın Cazibe Merkezleri Programı’na ve 5. Yatırım Teşvik Bölgesi kapsamına alınması için bakanlıklar ile sayısız yazışmalar yaptım, bu konuda önergeler hazırladım.
Hatay nüfusunun yüzde 25’ine ulaşan Suriyeli sığınmacıların Hatay’daki işsizlik oranlarının yükselmesine ve kişi başına düşen gelirin azalmasına neden olduğunu vurgulayarak, Hatay’a yatırım yapılması çağrısı yaptım.
Hatay’daki elektrik sorununu; soru önergeleriyle Meclis gündemine taşırken, sayısız kez Başkent Ayedaş Toroslor yöneticileri ile görüştüm. Vekilliğimde bu konunun çözümü için büyük mücadele verdim. Özelleştirme politikasından kaynaklanan sorunun çözümü için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşerek, sıkıntıların giderilmesi talebinde bulundum.
Yine Hatay’da demir çelik sektöründe yaşanan krizi, Nursan Fabrikasında işçilerimizin yaşadığı maddi sıkıntıları ve narenciye üreticisinin yaşadığı üretim ve maliyet sorunlarını TBMM gündemine taşıdım. Ulusal ve yerel basında haber olmasını sağladığım bu konular üzerinden kamuoyu oluşturmak üzere oldukça çaba harcadım.
Meclis’te gündeme taşıdığım konuların sadece önemli başlıklarını özetlediğim vekillik dönemimin ardından şimdi yeni bir yolda ilerliyoruz. En büyük amacımız, Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Muharrem İnce’yi Çankaya Köşkü’ne taşımaktır. Bu amaçla, Sayın İnce’nin kampanya sürecinde aktif olarak görev yapıyoruz, Anadolu’yu ilmek ilmek örüyoruz. Çünkü her fırsatta belirttiğim üzere bu yolda oturduğumuz koltukların hiçbir önemi yoktur. Aslolan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktır. Amaç; ülkeye ve partiye hizmet etmek ise taşıdığınız unvanın veya oturduğunuz makamın hiçbir ehemmiyeti yoktur! Söz konusu vatansa gerisi teferruattır! İşte bu amaçla var gücümüzle Sayın Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı yapmak için mücadele veriyoruz.
Halkımızın da değişim istediği aşikardır. Sayın İnce, halkımız ile güzel bir bağ kurmuş, kamuoyunda büyük bir heyecan yaratmıştır. Sayın İnce, 16 yıldır umutsuzluğa ve karamsarlığa düşen geniş kitlelerin sesi ve umudu olmuştur. Yarattığı sinerji her geçen gün büyümekte ve ülkeyi sarmaktadır. İlk kez Sayın Muharrem İnce ile gündem belirler hale gelmiş olmamızın mutluluğunu yaşıyoruz. Meydanlar, artık yeni bir siyaset dili ile kuşatılıyor. Hazırcevap ve ince zekâ ürünü açıklamalarının yanı sıra seçim vaatleri ile yandaş medya mensuplarını etkisiz hale getiriyor, ablukaları, sansürleri kırıyor. AKP’nin bu enerjiden çekindiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda sürekli İnce’ye yanıt vermek zorunda kaldığı gelişmelere tanıklık ediyoruz. Milletimizin artık AKP iktidarına “Tamam” dediğini görmek bizleri daha da mutlu ediyor.
Çankaya Köşkü’ne her geçen gün daha da yaklaştığımız, sindirilmiş, ürkütülmüş kitlelere nefes olduğumuz bu süreçte, Sayın Muharrem İnce’ye her türlü desteği veriyor, omuz omuza mücadele ediyoruz.
Türkiye’yi; tarikatlara teslim etmiş, demokrasiden, özgürlüklerden, hukuktan, adaletten ve bilimsel eğitimden koparmış, ekonomiyi çökertmiş, tüm komşu ülkelerle ve yedi cihanla düşman etmiş bu 16 yıllık iktidarı yakında devireceğiz.
Atatürk yolunda Cumhuriyet’i, demokrasiyi, ekonomiyi yeniden ayağa kaldıracağız. Halkımızı birleştirip, gönül köprüleri kuracağız. Komşularımızla barışacağız, bilimi, girişimciliği, yaratıcılığı ayağa kaldırıp, üretim ekonomisine geçeceğiz.
Muharrem İnce’nin hedefleri doğrultusunda “Barışacağız, ekonomik olarak büyüyeceğiz, adil olarak bölüşeceğiz.” Bunu 3Y ile yapacağız. Yönümüz AB olacak. Yöntemimiz hukuk devleti, özgürlükler olacak. Bunun için yeni Yönetim ilkelerini devreye sokacağız. Yani liyakat ve ehliyeti esas alacağız. İNCE’den demokrasi gelecek, ekonomi ayağa kalkacak, yurtta barış, dünyada barış ilkemiz olacak, bilimi ve çağdaş standartları esas olan eğitimi getireceğiz…İnce İnce geliyoruz…
24 Haziran seçimlerinde Hepimizin Cumhurbaşkanı Sayın Muharrem İnce’ye, Partimize ve CHP Örgütümüze başarılar diler, seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ederim.