Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ramazan Yelken Başkentte Hatay Günleri etkinliğinde Samandağ Belediyesi’ni ziyaret etti. Bu ziyaret üzerine Hatay Günlerini değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı.
Prof.Dr. Ramazman Yelken Yazısını,Yerelin Küresele meydan okuması başlığı ile paylaştı.
HATAY GÜNLERİ: YERELİN KÜRESELE MEYDAN OKUMASI
Her şeyin bozulduğu, çevrenin kirlendiği, soframıza koyduğumuz yiyeceklerin genetiklerinin değiştirildiği bu günlerde yöresel ürünlerin korunarak üreticiden doğrudan kullanıcıya –tüketici kavramını kullanmak istemiyorum- ulaştırıldığı fuarlar daha önemli hale geldi. Başkentte bu bakımdan Atatürk Kültür Merkezi içinde Türkiye’nin her ili için yapılan özel fuar günleri önemini her geçen gün daha da artırmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yıl 31 Ekim ile 4 Kasım arasında Hatay Günleri yapıldı. Hatay günlerinin benim için özel bir yeri var ve her yıl mutlaka ziyaret etmeye ve alışveriş yapmaya çalışırım.
Bu özellik Hatay’ın kendine has özel ürünlerine ilgimin yanında Samandağ Belediyesi Basın, yayın ve halkla ilişkilerden sorumlu Kenan Kahlıoğulları’nın sıcak ilgisinden de kaynaklanmaktadır. Sevgili Kenan’la Afyon Kocatepe Üniversitesinde başlayan hoca öğrenci ilişkimiz orada bitmedi ve dostluğa dönüştü. Hatay’ın özel künefesini taa öğrenci iken kendi elleriyle yaparak sevdirdi bize. Sonrasında Hatay ve Samandağ ziyaretlerim bu bağı pekiştirdi. Samandağ’daki başarılı çalışmaları teorik sosyoloji bilgisini mesleğinde pratiğe dönüştürmesi bir hoca olarak hep bana gurur verdi.
SAMANDAĞ AKDENİZİN EN GÜZEL VE EN UZUN KUMSALLARINDAN BİRİNE SAHİP
Akdeniz’in en güzel ve en uzun kumsallarından birisine sahip Samandağ’daki tarih ayrıca yazılmalı. Gövdesi 35 m. Olan ve 1000 yaşında olduğu tahmin edilen Hz Musa Ağacı , St. Simon Manastırı, Beşikli Mağara, Roma İmparatorluğu zamanında yapılan tarihi Titus Tünelleri mutlaka görülmesi gereken yerlerden sadece bir kaçıdır. Yine bir başka dostum Kaymakam Cahit Çelik görevi esnasında az politika çok iş ilkesiyle, Samandağ’daki görevi esnasında yöre insanıyla sıcak bir ilişki kurarak ve Belediye ile el ele vererek bu tarihin korunmasına önemli katkılar verdi.
TAM BİR AKDENİZ HAVASI
Bu yılda derslerim ve meşguliyetlerimi aralayarak eşimle birlikte yine Hatay günlerinde soluğu aldım. Daha girdiğiniz anda coşkun bir ilgi ve başkentin bürokratik havasından sizi çıkaran farklı bir görsel atmosfer sizi karşılıyor. Hatay’ın her belediyesi stantlarında kendine has yerel ürünleri ile buluşturuyor insanları. Başta zeytinyağı olmak üzere, nar ekşisi, çeşit çeşit zeytinler, kömbe, salça, kahvaltılık peynirler, zeytinyağına banarak yenilen baharat karışımı zahter, humus, incir reçeli, ham cevizden yapılan ceviz reçeli gibi reçeller, narenciye çeşitleri, başta defne sabunu olmak üzere bitkilerden yapılan renk renk sabunlar vb gibi doğal katkısız ürünler hem sergileniyor hem de ikram ediliyor. Adeta bir yarış ve coşku var. Hatay
gastronomi kenti olarak marka kazandı ve sanırım 2021 EXPO FUARI Hatay’da yapılacak. Her stantta farklı ürünlerden neleri alacağınızı şaşırıyor, yapılan ikramlardan hangisini tadacağınızı kestiremiyorsunuz. Tam bir Akdeniz havası.
SAMANDAĞ STANDI İLGİMİ ÇEKTİ
Her ilçe ayrı ayrı ilgiyi ve yazılmayı hak ediyor. Hatay’daki diğer dostlarım kıskanacak fakat benim ilgim saydığım nedenlerden dolayı Samandağ standına yöneldi. Kenan her zamanki güler yüzüyle karşıladı bizi. Belediye başkanı Sayın Mithat Nehir orada olamadığı için görüşemedik. Kenan hemen çalışmalarından söz etmeye başladı. Bu sene standa bir farklılık vardı ve bir dokuma tezgahı baş köşeye yerleştirilmişti. Kenan bu tezgahın hikayesini de anlattı. 2016 yılında İşkur ve İlçe Milli Eğitim işbirliği ile başlayan, daha sonra SODES projesi olarak devam eden ve ana hedefinin öncelikle geleneksel el sanatlarımızdan dokumacılığı özellikle ipek dokumacılığını yeniden canlandırmak ve böylece kadınları eğiterek, meslek sahibi yapmak ve onların el emeklerini değerlendirmeleri üzerine kurulu bir girişim idi bu. Bu kurslara katılan kadınlar evlerine tezgah kurarak ipek, pamuk dokuma ile şal, fular, kumaş dokuyarak gelir elde ediyorlar. Samandağ standından sonra diğer ilçelerin stantlarını tek tek gezmeye çalıştık.
ASIL ŞENLİK HATAY MUTFAĞINDA
Özellikle asıl şenliğin Hatay mutfağının canlı olarak sunulduğu Çadırda olduğunu söylemem gerekiyor. Zaten yaklaştığınız anda başınızı döndüren lezzetlerin kokusu gelmeye başlıyor. Hatay’ın kendine has kebabı olan kağıt kebabı, biberli ekmekler, oruk adlı içli köfte, İskenderun döneri, humus, fellah köftesi, muhammara, ve elbette hepsinin üstüne künefe…
AZ POLİTİKA ÇOK İCRAAT
Sonsöz olarak şunu söylemem gerekiyorki, Allah ağzımızın tadını bozmasın. Eğer bu lezzetleri ve yerel ürünlerimizi koruyamazsak gerçekten ağzımızın tadı bozulacak ve giderek insan dahil her şey bozulacak. Her ilimizin her yöremizin kendine has bu ürünlerini koruyarak geleceğe taşımamız gerekiyor. Çünkü her şeyin gittikçe birbirine daha çok benzediği ve yapaylaşarak bozulduğu dünyamızda bizi farklı kılan, bizi biz yapan bu değerler olacaktır. Bu nedenle herkese görev düştüğü gibi özellikle kamu kuruluşlarına, belediyelere ve sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşmektedir. O halde daha az politika daha çok iş ve icraat olmalı bütün çabamız.